Ana Sayfa Veysel Güney Kimdir? Basından Belgeler
SİZİN VEYSEL Videolar İmza Kampanyası İletişim
Önceki Sayfa Sonraki Sayfa

Veysel Güney Soru Önergesine Katkı...

Ethem Dinçer

Özgürlük ve Dayanışma Partisi Genel Başkanı Ufuk Uras 12 Eylül Darbesi sonrası idam edilen Veysel Güney'in cenazesinin neden bulunamadığına ilişkin TBMM'ye bir soru önergesi verdi.

Uras'ın verdiği önergeyi yayınladıktan sonra sorulması gereken bir kaç soruyu daha not etmemiz gerekiyor.

Uras'ın İçişleri Bakanı'nın yanıtlaması istemiyle verdiği önerge şöyle:

» 1- 9 Haziran 1981’i 10 Haziran 1981’e bağlayan gecede idam edilen Veysel Güney’in cenazesinin, aynı dönemde idam edilen bütün siyasal tutukluların cenazeleri ailelerine teslim edilirken, ailesine teslim edilmemesinin nedeni nedir?

» 2- Ailenin çabalarıyla ancak 25 yıl sonra ulaşılabilen dava dosyasında Veysel Güney’in cenazesinin “babası Ali Güney’e teslim edilmek üzere Yüzbaşı Burhan Erdem’e teslim edildiği” Cumhuriyet Savcısı Mete Göktürk, Adli Tabip Fahri Zencircioğlu ve cenazeyi teslim alan yüzbaşı Burhan Erdem tarafından imzalanan tutanakta görülmektedir. Yüzbaşı Burhan Erdem neden cenazeyi aileye teslim etmemiştir? Bu şahıs halen askeri görevini sürdürmekte midir? Bu şahısa ulaşılıp Veysel Güney’in cenazesini ne yaptığı sorulmuş mudur? Cenazeyi aileye vermeyerek açıkça suç işleyen bu şahısla ilgili her hangi bir adli kovuşturma yapılmış mıdır?

» 3- Gaziantep Mezarlıklar Müdürlüğü’nün kayıtlarında 9 Haziran 1981 gününe ait son kayıtta orduevinden gelen “hüviyeti meçhul” bir kişinin asılarak idam edildiği görülmektedir. Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre hüviyeti tespit edilemeyen bir kişinin idam edilmesi mümkün müdür? Eğer hüviyeti meçhul bir kişi idam edildiyse bu infazı gerçekleştirenlere ilişkin her hangi bir kovuşturma yapılmış mıdır? İdam edilen söz konusu kişi Veysel Güney ise neden kayıtlar “hüviyeti meçhul” olarak geçirilmiştir?

» 4- Gaziantep Cumhuriyet Savcılığı’nın daha önce TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu aracılığıyla ailenin avukatına gönderdiği belgede “her ne kadar yapılan DNA testi sonucunda düzenlenen raporda Adli Tıp Kurumu Veysel Güney ile annesi Zeynep Güney ve Babası Ali Güney arasında kan bağı kuramamışsa da, 1981 yılı içerisinde ilimizde bir idam olayının gerçekleştirildiği ve maktulün cenazesinin de, ilişik mezarlık kayıt defterinden anlaşılacağı üzere 9.6.1981 tarihinde 105341 numaralı mezara gömüldüğü anlaşılmıştır” denmektedir. DNA testi uymasa da açılan mezardaki kişinin Veysel Güney olduğu doğru mudur? Doğru değilse, açılan mezar 105341 numaralı mezar değil midir? Eğer açılan mezar 105341 numaralı mezar değilse bu numaralı mezar yeri nerededir?

» 5- Gaziantep Mezarlığı’nda yapılan ayrıntılı incelemede 105338, 105342 gibi Veysel Güney’e ait olduğu söylenilen mezar numarasının hemen öncesindeki ve hemen sonrasındaki mezar numaralarına rastlanırken 105341 numaralı mezara rastlanamamıştır. Diğer mezarlar ve numaraları ortadayken, bu numaranın ve mezarın yok olması nasıl açıklanabilir?

» 6- Veysel Güney’in mezarının verilmemesi sorununu çözerek kamu vicdanını bir ölçüde de olsa rahatlatmak için girişimlerde bulunmayı düşünüyor musunuz?

-----------

Uras'ın sorduğu çok önemli sorulara konuyu takip eden biri olarak bir kaç ek yapmak istiyorum.

A) 25 yıl sonra Gaziantep Eski Mezarlıkta ulaşılan bir mezarın Veysel Güney’e ait olduğu, mezarlıkta o dönem çalışan bir görevli tarafından iddia edilmiş, bu görevli cenazeyi kendisinin defnettiğini, meslek yaşamının en ilginç olaylarından biri olduğu için olayı ayrıntılarıyla hatırladığını söylemiştir. Söz konusu mezar ailenin başvurusu ile açılarak bulunan kemikler DNA testine gönderilmiştir. İstanbul Adli Tıp Kurumu kemikleri bir aydan fazla beklettikten sonra “görev alanında olmadığı” gerekçesiyle Gaziantep’e iade etmiştir. İstanbul Adli Tıp Kurumu eğer görev alanında değilse kemikleri iade etmek için neden bir aydan fazla beklemiştir? Bekleme süresinde gönderilen örneklerin başına herhangi bir iş gelmesi olasılığı var mıdır?

B) Kemikler Gaziantep’e döndükten sonra bu kez Ankara Adli Tıp Kurumu’na gönderilmiştir. Ankara Adli Tıp Kurumu yaptığı ilk incelemede “Veysel Güney’in kardeşinden alınan örneklerle kemikler arasında uyuşma olmadığını, annesi ve babasından alınacak örneklerle yeniden inceleme yapmanın uygun olacağını” bildirmiştir. Kurumun “anne ve babadan alınan örneklerle tekrar inceleme yapma isteği” rutin bir işlem midir? Kurum örneklerin uyumlu ya da uyumsuz olduğunu bildirmekle yükümlü değil midir?

C) Anne babadan alınan örneklerin de uyumsuz olduğunu bildiren kurum raporu ve mezardan çıkarılan kemikler Ankara’dan Gaziantep’e döndüğü gün basına yansıyan bir olay dikkat çekicidir. Sabah gazetesinde çıkan habere göre Gaziantep-Kahramanmaraş yol ayrımında “adli tıp mühürlü” bir iskelet bulunmuştur ve iskeletin en az 20 yıllık olduğu tahmin edilmektedir. Bu bir tesadüf müdür? İskeletlerin karışmış ya da karıştırılmış olması ihtimali var mıdır? Bu iskelette herhangi bir inceleme yapılmış mıdır? Yapıldıysa kime ait olduğu belirlenmiş midir?

D) Veysel Güney’in dava dosyasının 25 yıl sonra ailesinin ve hukukçuların eline geçmesi ve dosyada Veysel Güney’in hukuksuz idam edildiğine dair pek çok belgenin bulunması, yine Veysel Güney’in haksız yere idam edildiğinin bizzat Veysel Güney’in idamında infaz savcısı olarak bulunan Mete Göktürk tarafından da iddia edilmesinin mezarın bulunamamasıyla bağlantısı var mıdır? Mezar ortaya çıktığında başlatılabilecek hukuki süreçten mi çekinilmektedir?

Soruları daha da uzatmak mümkün...

Ama bu kadarını bile cevaplayacak bir devlet görevlisi bulabilirsek Veysel'i de bulmamız yakındır...
 

VEYSEL GÜNEY'İ ARIYORUZ!
Mersin 78'liler Derneği