Ana Sayfa Veysel Güney Kimdir? Basından Belgeler
SİZİN VEYSEL Videolar İmza Kampanyası İletişim
Önceki Sayfa Sonraki Sayfa

Mezarsız Veysel Güney'den darbecilere sorular


Veysel Güney. Erdal Eren. Serdar Soyergin. Kadir Tandoğan (soldan sağa).

Yüz binlerce kişiyi işkenceden geçirdiniz. Siz DAL'ı bilir misiniz general? Filistin askısını, elektriği, Diyarbakır Cezaevi'ni?


ETHEM DİNÇER(*)
Beni hatırladın mı general? Ben Veysel Güney. Mezarsız ölüleri görür müsün düşünde? Bak diğerleri de burada. Necdet, Serdar, Erdal, Ahmet, Kadir, Mustafa, İbrahim Ethem, Seyit, Necati, Ali, Ramazan, Ömer, Mehmet, Erdoğan, İlyas, Hıdır.
Madem referandum istedin yargılanmak için, işte yapmaya geldik. Sen, turuncunun serbest, mavinin yasak, zarfların şeffaf olduğu bir referandum yapmıştın. Öyle yasakladın ki hayır oylarını, mavi kart haberleri için bile gazete toplattınız! Burada evet de serbest, hayır da. Korkma general! Yargılanıp cezaevine girdiğinde resim malzemelerini almayız elinden. Necdet Adalı’yı bilirsin general. Necdet giydi ilk beyaz gömleği. Üç kişilik heyetten askeri üyenin katkısıyla ikiye bir çıktı idam kararı? Askerlerin ne işi vardı sivil mahkemede? Evet oyu veren sivil yargıcın “TBMM kabul etmez nasıl olsa” diye evet verdiğini biliyor musun? Yasal zorunluluk ortadan kalksın diye, MGK’nın TBMM yerine konularak idamları onayladığını hatırlıyor musun? Daha 25 gün geçmemişti darbenin üstünden, astınız Necdet’i. İdamlara başlamasak nasıl kıracaktık halkın direnişini diye düşündün belli ki!

Avukat yok
Bak bu Serdar... Sarı Serdar. Serdar Soyergin. Yakalanması, yargılanması ve idamı 42 gün sürdü. Avukat istemişti Serdar. Cevabınız, “Daha önce böyle bir talepte bulunmadığı için reddedilmiştir” oldu. Daha öncesi yoktu ki general! Zaten ilk ve tek duruşmaydı! Serdar’ın yüzbaşıyı öldürdüğünü iddia ettiniz. Oysa mahkeme heyeti de dahil herkes biliyordu ki, yüzbaşıyı vuran Serdar değil Süleyman’dı. Konseyde konuştunuz üstelik Serdar’ın yüzbaşıyı vurmadığını. Yaralı ayağıyla işkence yaptınız Serdar’a. Yine de öldürmediğini söyledi. Tek celse, tek duruşma. Serdar’ın kangren olmuş ayağı kesilse idam edilmeyecekti, ama kabul etmedi Serdar. Kitabına uydurup astınız onu.
Korkuttunuz general. Bastırdınız. Bir milyondan fazla kişiyi gözaltına aldırdınız. Yüz binlerce kişiyi işkenceden geçirdiniz. Siz DAL’ı (Derin Araştırma Laboratuarı) bilir misiniz general? Filistin askısını, elektriği, Diyarbakır Cezaevi’ni? Esat Oktay Yıldıran’ı? Köpeği Co’ya esas duruşta durmayan tutsakların hayalarının ısırttığını bilir misin? Saatlerce lağım çukurlarında tutulduğunu bilir misin tutsakların? Fare yedirmenin ne demek olduğunu bilir misin? B.k yedirdiğiniz insanları unuttun mu? Babanın ço..... tecavüze zorlandığını bilir misin? Kapatacaklarmış Diyarbakır Cezaevi’ni. Kapanmadan bir geceni geçirir misin general? Dörtlerin yandığı koğuşta hem de! Zulmün üstüne ateşle yürüyenlerin koğuşunda? Bir gece general... Korkma! Biz işkence yapmayız!

Hep 17
Bak bu Erdal Eren... Erdal’a iyi bak general. O hep 17 yaşında kaldı. Daha sakalları çıkmamıştı. Kaç kez kemik incelemesi yapılmasını istedi avukatı. Son fotoğrafa iyi bak general! Avukatın taleplerini yerine getirmek yerine ne yaptınız hatırlıyor musun? Avukatı da tutukladınız general! Erdal’ın vurduğunu iddia ettiğiniz asker, çok yakından vurulmuştu! Adli Tıp 5 ile 35 santimlik bir mesafeden vurulduğunu söylüyordu. Oysa Erdal en az 13 metre ilerdeydi! Erdal’a verebileceğiniz ceza, en çok korsan eyleme katılma cezasıydı. Neden olay yeri keşfi yaptırmadınız? Neden ölen askerin elbiseleri mahkemeye sunulmadı? Asker başka bir askerin kaza kurşunuyla mı vuruldu general?
Veda mektubunu bile iç çamaşırına saklayarak getirdi Erdal. Çocuğu astınız ama çocuklar çabuk büyür zulmün üstüne. Erdal o yaşında başı dik gitti! Deniz’den nasıl öğrendiyse öyle! “Hadi eyvallah” dedi ve gitti!
Bak bunlar Ahmet Saner ve Kadir Tandoğan! Sahi kimdi Ahmet ve Kadir’in öldürdüğünü iddia ettiğiniz kişiler? Ne işleri vardı Türkiye’de? Mahkemede kaç kez sordu çocuklar görevlerini açıklayın diye. Neden açıklamadınız? Vietnam kasabı Commer’in ülkemize gelmesinden üç gün sonra astınız onları. Öylesine çiğnediniz ki savunduğunuz hukukunuzu, cezaevi komutanı bile isyan etti. Avukatlara “Bu çocukları ABD yasalarıyla asıyorlar” dedi. Mustafa Özenç’i bilir misiniz general? Avukatının Adana’ya girişini yasaklamıştınız. Neredeyse bütün siyasi davaları takip eden 10-15 avukat kalmıştı ülkede. Onların da duruşmalara girmesini binbir yöntemle neden engellediniz? Kente girişi yasak olan biri müvekkilini nasıl savunacaktı? Yasalar sizin yasalarınızdı, mahkemeler askeri mahkeme. Darbenin bile hukukunu çiğnediniz general? Büyük bir siyasi hareketin liderini, odasına çağırıp “Ben bir işkenceciyim” diyen Mamak cezaevi müdürünüz Raci Tetik aracılığıyla tehdit ettiniz mi? Konsey üyelerinden herhangi birine suikast düzenlenirse bütün siyasi tutukluları kurşuna dizeriz, dediniz mi? Bu yetkiyi hangi yasadan aldınız general? İbrahim Ethem Coşkun, Necati Vardar ve Seyit Konuk. Üç devrimci işçi. Daha darbeyi yaptığınız günlerde işveren örgütü temsilcisi açıklamıştı niyetinizi. “Bunca yıldır biz ağladık işçiler güldü, bundan sonra biz güleceğiz işçilerin anası ağlayacak!” Sendikaları o nedenle kapatmadınız mı? Karar duruşmaları 1 Mayıs’a denk gelmişti ve mahkemede “Yaşasın 1 Mayıs” dedikleri için iyi hal indiriminden yararlandırmadınız! Dünyanın her yerinde kutlanan bayramı kana buladınız! 13 Mart 82 gecesinde İzmir’i kana buladınız!

Cuntaya direnmek suçu
Ali Aktaş’ı doğum gününde astığınızı biliyor musun general? Hani idamını ailesine bile haber vermediğiniz Ali. Annesinin arzuhal yazdırırken idamını öğrendiği Ali. Gizlice gömdüğünüz, annesinin, Adana Mezarlığı’ndan çıkarıp köyüne götürdüğü Ali. Normal bir yargılamada çok kısa bir hapis cezası alması gerektiğini bilmiyor muydun general? Ali’nin mektubunu neden vermediniz? Köylüye neden Ali’nin adının anılmasını yasakladınız?
Sen bir teğmeni de asmaktan çekinmedin general. Arkadaşları Ramazan Yukarıgöz, Mehmet Kanbur ve Erdoğan Yazgan’la birlikte Teğmen Ömer Yazgan’ı astınız! Suçları cuntaya direnmekti. Ömerlere idam cezası veren yargıç, rüşvet suçundan tutuklanmıştı hatırladın mı? Avukatların heyetin şaibeli olduğu itirazlarına neden cevap vermediniz? Dört devrimcinin mektubunu 25 yıl neden sakladınız general? Ramazan’ın annesi Aysel Teyze’den mi korktunuz? Ömer’e “ordudaki devrimci yapılanmaları ver, idamını durduralım” önerisi götürdün mü? İdamlık devrimcilerden hain çıktığı nerde görülmüş general? En küçük bir pişmanlık belirtisi olmadığını gördün mü mektuplarında? Neden dördünü de ‘hasrolan vicdani kanaat’ diyerek idamla yargıladınız? Ömer’in teğmen, Mehmet’in bekçi olması intikam isteğinizi güçlendirdi mi? Darbeden sonra eylem yapmaları mı etkiledi sizi? İdama gitmeden organlarını bağışladılar Ömerler! Yoksul halkımıza ücretsiz verilsin diye bağışladılar. Ailelerin cenazelere sahip çıkmasına neden itiraz ettiniz? Ramazan’ın annesini oğlunun cenazesine sahip çıkıyor diye Metris’te yatırdınız! Mehmet’in kız kardeşini “Bu faşistlere gözyaşınızı göstermeyin” dediği için bir yıl yatırdınız içerde! Anaların öfkesi katilleri boğacak, sloganı tam da o günlerde çıktı, sizin için söylendi! Bütün bu zulmün üstüne yine de Ömer’in cenazesine yüzlerce insanın katılmasını engelleyemediniz! Cunta günlerinde yüzlerce kişi yakalarında Ömer’in fotoğrafıyla yürüdü general! Bizim ölülerimizden de korktunuz, dirilerimizden de. Analarımızdan da, kardeşlerimizden de korktunuz. Ömer’in babası bir mektup yazmıştı size hatırladınız mı? “Ben oğlumu 15 yaşında verdim askeri okula! Eğer ortada bir suç varsa bu sizin suçunuzdur” demişti!
Sen hiç “Ölümüm bebeklerin mutluluğu içindir” diyerek ölüme giden birini gördün mü? İlyas Has öyle gitti ölüme! Hani şu meşhur lafınız “Asmayalım da besleyelim mi”yi 3 Ekim 1984’te söylemiştiniz. İcazetinizle yeniden açılan TBMM’ye seçilen vekiller emir saydılar sözünüzü! İlyas Has’ın cezası hemen onaylandı! Beslemeyelim dediniz ve dört gün sonra astılar İlyas’ı! Dosyasında hiçbir kanıt yoktu! Neredeyse 30 yıl geçti üstünden. Ne ana Dev Yol davası bitti ne de ana Dev Sol davası. İlyas da ana davalardan yargılansa mahkeme uzayacaktı değil mi general?
Tariş’i bilir misin general? İşçileriyle, işsizleriyle, gecekondularıyla, üniversite öğrencileriyle koskoca bir İzmir direnişteydi! Direniş olur da intikam olmaz mı? Tariş’in intikamını Hıdır Aslan’dan aldınız general! Son kez darağacını Hıdır için kurdunuz! Hıdır’ın mahkeme dosyasında hiçbir öldürme olayının olmadığını bilmiyor musun?
“Her şeyin üstüne bir gül işlenecek” diye yazmıştı üstat. “Mezarsız ölülerin üstüne”. O mezarsız ölü benim! Ben Veysel Güney! 10 Haziran 1981’de astığınız, mezarı hâlâ kayıp Veysel! Annem babam seninle yaşıt, hâlâ ziyaret etmek için mezarımı arıyorlar! Defalarca soruldu, başvuru yapıldı. Korkuyorsunuz! Cenazem teslim edilirse zaman aşımı sona erecek. Soluğu mahkemede alacaksınız! Yargılanacağıma intihar ederim demek de kurtaramayacak seni general! Savcı cenazemi babama teslim edilmek üzere Yüzbaşı Burhan Erdem’e teslim etmişti! Yüzbaşının nerede olduğunu bilmiyoruz dediniz, yüzbaşının adresi Savcılığa bildirildi oysa! Devlet kendi personelinin nerede olduğunu nasıl bilmez general! Bir teğmeni öldürdüğümü söyleyerek idam ettiniz beni! 11 günde iki duruşmada idam verdiniz! Teğmeni ben öldürmedim! O karışıklıkta ya yanlışlıkla operasyon timi öldürdü onu ya da demokrat teğmeni infaz ettiler! Sahi bunun araştırılmasını önlemek için mi cenazemi vermiyorsunuz general! Veda mektubumu da sakladınız! Bütün arkadaşlarım gibi ben de haykırıyordum çünkü: Onlar bir avuç sömürücü azınlıktır! Biz halkız! Utanılacak hiçbir şey yapmadık! Halkımızın mutluluğu için ölüme seve seve gidiyoruz!
Son isteğim, yol kenarına kazılmış, üzerine devrim şehidi yazılmış bir mezardı!
Yoldaşlarım yapacaklar! Darbecilerden hesap sorulduğu gün bulacaklar! Nasırlı ellerin o görkemli bayramında bulacaklar! Çocukların aç kalmadığı günlerde! Annelerin kayıp çocukları için ağlamadığı günlerde general! Açan kızıl güllerde. Üniversite amfilerinde. Demir çelik işçilerinin alınterinde. Halkımın yüreğinde bulacaklar beni general! Bir gün mutlaka general!

(*)ETHEM DİNÇER: Mersin 78’liler Derneği eski başkanı
 

VEYSEL GÜNEY'İ ARIYORUZ!
Mersin 78'liler Derneği